Rahat

-Şaka maka insanlığın algısında gerçekten bir şeyler var. Çok çalışkanlığın hastalık olarak tarif edildiği bir türüz bizler. Hayır, cidden samimi olalım. Bir adam var. Sabah 7’de uyanıyor. Kişisel temizliğini yapıyor. Kahvaltısını ediyor ve çalışmaya başlıyor. Saat 12 oluyor, saat 18 oluyor, saat 24 oluyor, saat gece 3 oluyor ve adam yeni günde nihayet biraz uyuyor. Adama sorsan bunda hiçbir sorun yok. Yani adam halinden memnun. Onun çalışma temposu bu.

Ve ancak insanlığın çoğu bu durumu bir hastalık olarak görüyor. Ruh eksperlerinin reçete yazdığı bir Dünya bu. Bu insanlık dilinde kaba tabiri ile; çalışma hastalığı diye bir şey var. “Adam çalışmadan duramıyormuş. Hastaymış, yazık.”

?

Allah Allah. Çalışmak o kadar garip bir hâl ki fazlası direkt hastalık. Bu ne biçim haldir yahu?

Maaşlı işin insanda oluşturduğu “İşte çalışmak budur. Vaktin geldi mi durmasını bileceksin.” algısı var. Bu şablonun dışında olanlarda bir acayiplik vardır.

Yahu ruh hastanelerinde “Çalışmadan duramıyorum. Sürekli aklımda yapacak bir şeyler var. Uyuyamıyorum. Bir şey okuyamıyorum. Bu yüzden buradayım.” diyen var. E uyuma o zaman. Okumakta da zorunlu değilsin. Vücudun feci yorulunca kendin dinlenmenin bir yolunu bulursun zaten. Ayrıca senin problemin çok çalışmak değil. Senin problemin iyi bir şekilde dinlenmeyi bilmemek. Dinlediğin müzikten kaynaklı olabilir. Sana günde 20 gr medikal marihuana yazıyorum. Çay olarak tüketirsin. Su ile kaynatman yeterli olacaktır. Bununla beraber Kemal Sunal’ın yıldızlığını üstlendiği filmlerin müziklerini dinlemeni önereceğim. Bununla beraber Sünger Bob çizgi-film müzikleri de faydalı olabilir.

“Hocam siz gerçekten doktorsunuz değil mi?”

O da ne demek. İşte diplomalarım.

“Hekimsiniz yani değil mi?”

Ruh uzmanıyım ben. Psikiyatristim.   

“Müzik dinleyip hippilik yapıcam yani öyle mi? Reçete bu mu yani?”

Çalışmayı unutmayın. Aynı tempoda çalışmaya devam etmezseniz bunların etkisinden faydalanamayabilirsiniz.



“Çok çalışma hastalığı diye ruhçuya gittim. ‘Çalışmayı unutma’ dedi bana yahu.”

 

-Suud Bayrağı’nın İslam Olimpiyatları’nda yukarıdan aşağıya asılmaması ve tüm ülkelerin bayrakları yukarıdan aşağı iken Suud Bayrağı’nın paralel durması garip bir görüntü oluşturdu. Tüm ülkelerin bayrakları belli bir şekilde asılmış ve sadece Suud Bayrağı farklı asılmış vaziyette idi.

Ben Suudi Arabistan Bayrağı’na hiçbir yönün kapatılmaması taraftarıyım diyebilirim. Görüntü hastalıklı bir takıntı varmış gibi görünüyordu.

Tamam, sağdan sola bakınca tüm ülkeler sanki besmele ile dizilmişler gibi oluyor. Ve ancak görüntü acayip görünüyor. Böyle ise diğer ülke bayrakları niye paralel asılmıyor?

Resme bakılırsa mücadelenin içindeki tüm ülke bayraklarını paralel asacak yer mevcut.

2022 © www.zehirzemberek.com Bahadır Gezer Tüm Hakları Saklıdır.

-Tip “Kırmızı yanıyor mu?” diyor.

“Yeşil yanıyor.” diyorum .

“Ben onu sorumuyorum. Kırmızı yanıyor mu?” diyor tip.



Tip “Akşam oldu mu?” diyor.

“Dışarısı karanlık.” diyorum.

“Ben onu sormuyorum. Akşam oldu mu?” diyor tip.

 

-Anlık tazeleme: Yastığın üzerinde başımı sağdan sola çevirince yastığın diğer tarafının serinliğini hissetmek tazeleyici bir durum.

 

-Trump itirafçı olsun! Her yaptığını ettiğini anlatsın. Dünya’da hangi ülkelerin liderlerine para gönderdiğini, nasıl bürokratları satın aldığını, nerelere Amerikan silahlarını gönderdiğini vf. Yaptığı her berbat şeyi isimleri vere vere tek tek anlatsın. Ve desin ki “Tüm bunları Amerika için yaptım. Yine olsa yine yaparım. Ben ne yaptıysam ABD menfaatleri için yaptım!”. Kafalar bir karışsın. Farklı ülkelerde Trump davası yüzünden hükümetler düşsün. Dünya liderlerini Trump ile temizlemeye başlamış oluruz böylece.

 

-Korona başladığından beri parfüm kullanmıyorum. Sokakta kimsenin kokusu burnuma gelmesin istiyorum.

Good bye çiçek kokulu kızlar.

Bu arada parfüm seçerken kendine alıyorsan senin hoşuna giden uygun olan olmayabilir. Çünkü sonuçta etraf için.

 

-Şort üstü kapşonlu sweat shirt ne yahu? Altına da çizme giy tam olsun. Eğer yazın kapşon giyerek aykırı oluyorsan… yani aykırılıksa olayın, kışın atletle çık dışarı o zaman. Yazın böyle mevsimsel moda raconu kesmek kolay. Kışın ol bi de aykırı da görelim o zaman topçuklar nasıl büzüm büzüm büzüşecekler.

 

-Şunu hiç duydunuz mu: uçarken ölen kuş. Mukadderat. Vakti uçarken gelmiş. Martı. Rüzgarda kanatlarını açıp planör moduna geçmiş. Rölantiye almış, kanat çırpmadan süzülüyor. Ve enterasandır. Uçuyor uçuyor ama yine aynı yerde. Halinden memnun. Ancak bir anda bir kalp krizi geliyor. Konacak yer ararken yetişemiyor ve pat diye yere düşüyor. Trajedi.

 

5 Ekim 2022  Çarşamba   18:11    İstanbul     Bahadır Gezer